Hazreti Nuh tufanından sonra dünyada ikinci büyük tufan, bize göre bu salgın böylesi günlerde herkesin aynı gemide olduğunu unutmayalım. Kişisel her kavganın, savaşın uzağında durmalıyız. Ve çatışmaların…
Yaşananlardan ders çıkarıp kendimizi düzeltmeliyiz…
Anlamsızlaştırılan hayatın çerçevesine adaletin, merhameti, aşkı, dostluğu, güneşi , suyu ve dağı yeniden çizerek duvarlara asalım.
Bir virüsün bütün dünyayı dört duvar arasına nasıl mahkum ettiğini görüyoruz işte…
Büyük dersler çıkaralım diyoruz…
Yaşanmış bir hikaye // 11.02.2020
Ablamı kayıp ettik, üç kız kardeştik. Büyük ablam ve onun küçüğü olan ölen ablam birbirine küstü. Ölen ablam hiç nedensiz büyük ablama ‘Seni görmek istemiyorum.’ demişti evlendikten sonra. Büyük olan ablam yanımızda çalışan bir işçiyle evlenmişti. Aramızda konuşurken ölen ablam için, zengin olduğu için görüşmek istemiyor diye düşünmüştük. Ölen ablamı yalnız bırakmıştık. Hepimiz ona tepkiliydik. Cenaze defin işlemleri bittikten sonra kalabalık dağıldı, büyük ablama sordum;’ Küslüğünüzün sebebi ne idi abla?’ ’Hiçbir şey yoktu’ diye cevap verdi. Ölen ablamın görümcesi ‘Ben biliyorum, Mehrum bana anlatmıştı. Çocukken beni çok döverdi. Onu affedemiyorum. ‘ Herkes şok olmuştu. Büyük ablamın savunması ise ‘Annem çalışıyordu, ev işlerini bana bırakıyordu. Gücüm yetmiyordu, ondan yardım istiyordum. İnat ediyordu ve iş yapmıyordu. Bende onu dövüyordum. Kırk dört yaşında aramızdan çekip gitti. Çocuk ruhu bedeninde nasıl izler bırakmıştı. İç dünyasında neler yaşıyordu bilemedik. İçine kapanıktı, çok az konuşuyordu ve hiç arkadaşı yoktu. Aklımdan çıkmıyor, içime gasvet çöküyor. Çok üzgünüm. Bu karantina günlerinde bazı evlerden öfke sesleri yükseliyor. Lütfen durun derin bir nefes alın. Biraz vicdan muhasebesi yapın. Onları da anlamaya çalışın. COVİD-19 onların içine korkular saldı. Bir de biz büyükler ruhlarına darbe vurmayalım. Bu günleri sağlıklı geçirelim. Yine kaldırımlarda parklarda koşup güneşe zıplayacağız. Tüm çocukları gözlerimle öpüyorum. Çocuklarda kadınlarda şiddetin hiçbir türünü haketmiyor.
Büyük dersler çıkaralım diyoruz…
Hayallere umutlara pranga vurulsa da belirsiz kara günlerin geçeceğine inanmalıyız…
Sahip çıkmalıyız birbirimize…
Umutsuzluğa düşmek yok…